NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
قَالَا أَخْبَرَنَا
أَبُو
مُعَاوِيَةَ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ رَجَاءٍ
الْأَنْصَارِيِّ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ بِشْرٍ الْأَنْصَارِيِّ
الْأَزْرَقِ
قَالَ دَخَلَ
رَجُلَانِ
مِنْ
أَبْوَابِ
كِنْدَةَ
وَأَبُو
مَسْعُودٍ
الْأَنْصَارِيُّ
جَالِسٌ فِي
حَلْقَةٍ
فَقَالَا
أَلَا رَجُلٌ
يُنَفِّذُ
بَيْنَنَا
فَقَالَ
رَجُلٌ مِنْ
الْحَلْقَةِ
أَنَا
فَأَخَذَ
أَبُو
مَسْعُودٍ
كَفًّا مِنْ
حَصًى فَرَمَاهُ
بِهِ وَقَالَ
مَهْ إِنَّهُ
كَانَ يُكْرَهُ
التَّسَرُّعُ
إِلَى
الْحُكْمِ
Abdurrahman b. Bişr el-Ensarî
el-Ezrak'den rivayet olunmuştur, dedi ki:
Ebû Mes'ud el-Ensarî
(bir gün insanlardan oluşan) bir halka içerisinde otururken, Kinde kapılarından
iki adam yanlarına girerek: (İçinizde) bizim aramızda hüküm verecek bir kimse
yok mudur? diye sormuşlar. Halka (da bulunanlar) dan birisi de: Ben (varım)
demiş. Bunun üzerine Ebû Mes'ud (yerden) bir çakıl taşı alarak o adama atmış
ve: Vazgeç, çünkü (Hz. Nebi zamanında) hâkimliğe heves etmek iyi karşılanmazdı,
demiştir.
İzah:
Bu hadis-i şerif, Hz.
Nebi devrinde hâkimlik yapmaya istekli olmanın kerih görüldüğünü ifade
etmektedir. 3572 ve 3574 namaralı hadis-i şeriflerin şerhinde de açıkladığımız
gibi, Hz. Peygamber devrindeki bu hüküm herkese şamil olmayıp, hâkimlik
ehliyetine sahip olmayan kimselere aittir. Şüphesiz ki bu durum hâkimlik görevi
için gerekli olan ehliyete sahip olmayan kimselerin bu görevi üstlenmelerinin
doğru olmadığını gösterir.
Bezi yazarı, metinde
geçen Kinde kapılarından maksadın Küfe kapılan olduğunu söylemiştir.
Ebû Mes'ud'un uzun süre
Kûfe'de eğleştiğine bakılırsa, söz konusu hâdisenin Kûfe'de vuku bulmuş olması
ihtimalinin kuvvetli olduğu söylenebilir.